1920’lerin Paris’inde, bir balo salonunda ince adımlarla dans eden genç bir kadının boynunda, kulaklarında ve parmaklarında bu set parlıyordu. Her pırıltı bir kahkahayı, her kurdele bir masum bakışı simgeliyordu. Onu gören herkes bir an durur, bu zarafetin zaman dışı olduğuna inanırdı.
Bu set, bir aşkın nişanıydı. Genç adam, sevgilisine şöyle demişti:
“Zaman geçer, moda değişir... Ama bu ışıltı, sana her baktığım andaki gibi, sonsuza dek parlayacak.”
Kurdele detayları çocukluk neşesini, pırlantaların dokusu ise bir ömrü anlatır.
Paris’in Hatırası — bir dönemin ruhunu taşıyan, her nesile zarafetle miras kalan bir set.
İLETİŞİME GEÇİN